Acı İmparatorluğu - Sackler Hanedanı’nın Gizli Tarihi

Acı İmparatorluğu, Sackler Hanedanı’nın Gizli Tarihi Sackler ailesinin 20. yüzyılın başlarında Brooklyn’deki fakir köklerinden başlayarak devasa servetlerini inşa ettikleri OxyContin adlı ağrı kesicinin öyküsüne kadar uzanıyor. Kitapta, ilaç pazarlamasında devrim yaratan ve etik sınırları zorlayan bir aile olarak tanıtılan Sackler’lar önce Valium adlı yatıştırıcıyı agresif bir şekilde pazarlayarak milyonlarca dolarlık bir servet elde ediyor. Aile ardından asıl servetlerini sahibi oldukları Purdue Pharma ilaç firmasının OxyContin adlı ağrı kesiciyi piyasaya sürmeleriyle kazanıyor. OxyContin, “morfine güvenilir bir alternatif” olarak pazarlanırken bağımlılık riskleri kasıtlı olarak gizlendi. Sackler ailesi, ilacın reklamını agresif bir şekilde yaparak milyonlarca insanın opioid bağımlılığına sürüklenmesine ve 1999’dan bu yana 500.000’den fazla Amerikalının aşırı doz nedeniyle hayatını kaybetmesine neden oldu. Aile, bu süreçte yaklaşık 13 milyar dolarlık bir servet elde ederken, kazançlarını sanat galerilerine ve üniversitelere bağışlayarak prestijlerini korumaya çalıştı. Keefe, bu çarpıcı hikâyeyi, halk sağlığını hiçe sayan bir aileyi derinlemesine ele alarak anlatıyor. Sackler’ların Purdue Pharma’yı nasıl yönettiğini, etik dışı pazarlama stratejilerini ve bu süreçte kullandıkları manipülasyon tekniklerini detaylı bir şekilde inceliyor. Ailenin, zenginliklerini ve özgürlüklerini korumak için güçlü avukatlar ve lobi faaliyetlerinden nasıl yararlandığını gözler önüne seriyor. Açgözlülük ve İnkârın Portresi Keefe, Sackler ailesinin yalnızca ekonomik kazanç için ahlaki değerleri yok sayan kibirli ve vicdansız bir portresini çiziyor. Purdue Pharma, OxyContin’in neden olduğu bağımlılık ve ölümlerle ilgili kamuoyu baskısıyla karşılaştığında iflas başvurusunda bulunuyor. Ancak Sackler’lar, ceza almadan bu krizden sıyrılmayı başardı. Buna rağmen Keefe’nin kitabı, onların prestijlerine ve itibarlarına kalıcı bir darbe olarak görülüyor. Neden Okunmalı? Patrick Radden Keefe, titiz araştırması ve çarpıcı anlatımıyla, modern kapitalizmin etik sorumluluklarını sorgulayan bir eser sunuyor. Acı İmparatorluğu, yalnızca opioid krizini anlamak isteyenler için değil, aynı zamanda büyük servetlerin ve sistematik yozlaşmanın ardındaki dinamikleri merak edenler için de önemli bir kaynak. Sackler ailesinin “acıdan özgür bir yaşam” vaadi, OxyContin’in yol açtığı trajedilerle örtülürken, bu kitap yozlaşma, inkâr ve vicdansızlık üzerine etkileyici bir okuma vaat ediyor. Arka Kapaktan “Son âna kadar yalan söylediler. Servetlerini, bağımlılıktan, parçalanmış hayatlardan ve trajik ölümlerden kazandılar… Yaptıkları cömert bağışlar sayesinde, dünyanın en önemli müze ve üniversitelerinin duvarlarında Sackler ismi yazılıydı. Çizdikleri göz kamaştırıcı profil, karanlık zihinlerini ve servet yolunda yarattıkları vahşeti maskelemeye yetecekti. Ta ki… Bu kitap, acılara kayıtsız kalarak acı üzerine imparatorluk kurmuş bir hanedanın yükseliş ve düşüşünün öyküsü. Dizginlenemeyen kapitalizm, dizginlenemeyen lobicilik ve paramparça olmuş bir sağlık sistemi arasındaki ölümcül ittifakın ve açgözlülüğün ete kemiğe bürünmüş hali.” “O kadar çok ‘yok artık!’ dediğiniz an var ki, neredeyse tüm kitabı ağzınız açık okuyorsunuz.” – Sunday Times “Bu kadar keyif aldığınız için neredeyse suçluluk hissediyorsunuz.” – The Times “Harikulade bir eser.” – New York Times