Kozmik Perde

öNSÖZ kâinat öyle bir kitap ki, her an yazılmakta. Enerji demetlerinin her hareketi kalemin ucundan dökülen mürekkep gibi şekillenmekte ve mana kazanmakta. Biz gayelerini bilsek de bilmesek de hikmetlerini kavrasak da kavramasak da kâinatta boş ve abes hiçbir şey yok. Her şeyin mevcut şekliyle var oluşunda pek çok hikmet gizli. Bu kâinat kitabının bir parçası olarak yaratılan insan ise var olmanın hem oyuncusu hem de seyircisi. Ve yaratıldığı günden bu yana kâinattaki karmaşıklık, çeşitlilik ve düzenlilik içerisinde yaratılışının manasını soruyor, 'niçin'lerini düşünüyor. Maddenin, hareketliliğin ve zamanın manası nedir? insan idrakinin seviyesi altında sessiz ve anlaşılmaz bir şekilde yatan kosmoz acaba niçin basitliğiyle kalmadı? Niçin var oldu? Niçin şekillendirildi? Ve insanın duygularına öylece sunuldu? Yok oluşa mahkûm bir var oluşun anlamı ne? insan, zaman ve mekân arasında nasıl bir ilişki vardır? Bir sona doğru akıp giden büyük zaman seli içerisinde bir dalgacık hükmünde olan insan, kendi isteği olmadan geldiği bu dünyada niçin yaşıyor acaba? Kendi zaman enerjisini nasıl değerlendirmeli? Fiziki ve biyolojik olarak yirmi dört saate bölünmüş olan zaman ipini hangi renge boyamalı? Dünden bugüne herkesin kafa yorduğu ve cevabına ulaşmak istediği sorular bunlar. Ve Kozmik Perde, bu ve benzeri sorulara cevap niteliği taşıyan anlatımlara bolca yer veren bir kitap. Murat YILDIRIM, akıcı bir dille kaleme aldığı eserinde kâinata ait en ince ve hassas var oluşlarda sebeplerin birer aracı olduğunu; sebeplerin düzenlenişinin ve yeni bir varlığın ortaya çıkışının doğrudan Allah'ın eseri olduğunu anlatırken evrim iddiasının tutarsızlığını ve anlamsızlığını, maddenin ve canlıların niçin evrimleşemeyeceklerini de açıklıyor. Yaratıcı'mız karşısındaki konumumuzu, kâinatı gören gözler ve düşünen zihinler için O'nun sırrı veya perdesi olduğunu, akla düşen vazifemin de bunu anlamak olduğunu vurguluyor. İnsanın bazı şeylere aklıyla yaklaşabileceğini, ama akıl her şeyi tam idrak edemediği için, muammayı çözemeyeceğini belirtirken; insanın ibadetle Yaratıcı'sını nasıl tanıdığını ve ibadetin hayatın her yönünü nasıl tamamladığını anlatıyor. Hiçbir şey yokken O'nun var olduğunu, her şeyi zaman içinde de zaman dışında da yaratanın O olduğunu, var oluşumuzun O'nun dilemesiyle gerçekleşen ilahi bir fiil olduğunu, var olma gayemizin de O'nu bilmek ve O'na iman etmek olduğunu akla ve kalbe hitaben anlatan bu eserin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, müellifi Murat YILDIRIM Beye teşekkür ediyoruz. Aslı KAPLAN Ağustos 2005